Son sayfaya geldiğimde parmaklarımın istemsizce ileride sayfa aradığı inanılmaz bir kitap...Neyse ki dörtlemenin ilki olduğunu öğrenip derin bir oh çekiyorum.
Batın ve Zahir...İç içe geçmiş iki kitap...
Bir taraf hepimizin kendinden mutlaka birşeyler yakaladığı günlük hayat ,diğer taraf ise varoluşun,varolmanın keşfine yönelik mistik bir yolculuk.
Öyle bir yolculuk ki ; bedenlenmiş beş siyah cübbeli ile karşılaşmayla başlıyor.
Çift başlı düalite(kadın ve erkek ); simyacı ; Azrail ; An'ın önemini anlatan usta Saatçi; bedenlenmiş 7 ; konuşan Zar,piyango biletleri ,rulet masası; ünlü kuantum fizikçisi Erwin Schrödinger 'in en önemli deneyinin baş Kahraman'ı olan kedisi ; eril ve dişil enerjinin hayatlarımızdaki varlığını anlatan Tanrıça İsis; evrenin Yasaları'nı, işleyiş prensibini anlatan hareketli kitapları barından kütüphane ;dört Duvarı simsiyah kapısız,penceresiz bir odada karşılaşılan sayısız beden geçişleri ile insanın nereden nasıl geldiğinin sorgulanması; bir üniversite amfisinde Aristo,Platon,Spinoza,Kant,Nietzsche,Sartre,Farabi,Yunus Emre,Mevlana Celalettin Rumi ,Farabi... Gibi düşünürler ,filozoflar ile ahlak felsefesine bakış...Ve daha Batın Bölümü'ne dair bahsedemediğim onca karşılaşma, bizi bulunduğumuz mekanlardan alıp götürüyor.Tıpkı kitabın adı gibi "Gitme Zamanı" 'nı sorgulattırıyor siz farkında olmasanız da...
Zahir'de ise; Selim,Burcu,Aslı,Zümrüt,Bengü,Ali ve Bülent karakterlerinin hayatlarına misafir oluyoruz.Aslında misafir olmaktan ziyade herbirinde bir parça kendimizi görüyoruz.Şaşılacak derecede hem de...
Selim ile Burcu'nun büyük bir aşkla başlayan ilişkilerinin,evlenip çoluk çocuğa karışmaları ile birlikte,birbirini çok seven iki dosta dönüştüğünün; platonik bir aldatma ile ortaya çıkması...
Selim'in bu aldatma karşısında sinirlenip hiddetlenmek yerine kendini sorgulaması ve bir dönüşümün içine girmesi...
En yakın dostu Aslı ile yapılan diyaloglar...
Aslı...
"Dile getirilemeyen,yaşanılamayan aşklar,yaşananlardan daha fazla yorar...Yarım kalmış aşklar kadar acı verir hiç başlamamış olanlar.Hele ki yanı başındaysa,gözünün önünden geçip gidiyorsa...Yıllar geçse de üzerinden ,yaşanılmamış olan sende yaşamaya devam eder.Zihninde sorularla,her anındaki keşke'lerinle ve damarlarını titreten yüreğindeki ateşle"
Bengü çıkar karşısına Selim'in bu dönüşüm evresinde.Sadece cinsel açlığını gidermek amacıyla gittiği Bengü'nün evinden ayrılırken bulduğu broşür...Ekolojik Yaşam Kampı...
Bu kampta tanıştığı Zümrüt....
"Benzer ruhlar birbirini bulduğunda,bazen gizemli bir çekim olurdu ve insan karşısındakini yıllardır tanıyormuş gibi hissederdi böyle..."
"Seni görüyorum.Ruhunu,içindekileri,yaralarını,duygularını hissediyorum.Biliyorum çok saçma ama seni benden bir parça olarak görüyorum"
"Şimdi sarılalım mı ?sadece on dakika? "
Selim'in dokunmak istediği kızın bedeni değildi.Bedenin ötesinde gizlenenlerdi...
Tüm bu yaşananların merkezinde yeralan Selim'in Ne olduğunu? Kim olduğunu? Nereden geldiğini ? Nereye gittiğini ? sorgulamasına an ve an tanık oluyor ve kendinize uyarlıyorsunuz kitap boyunca...
Çok şey yazdım farkındayım ama inanın ki aslında yazdıklarım okuyacaklarınız yanında minicik bir girizgâh...
Okunmamış olmasının çok büyük bir eksiklik olacağını düşündüğüm bir yapıt...
Gönlüne sağlık Aret Vartanyan...Teşekkürler...


